Tribe ve Fei Protocol Krizi – Topluluk İradesine Karşı Birleşme
Fei Protocol ve Tribe DAO birleşmesinde yaşananlar, merkeziyetsizliğin sınırlarını test etti. Topluluk karar verdi, ama ekip farklı bir yol izledi.

Fei Protocol, 2021 yılında piyasaya sürülen algoritmik bir stablecoin projesiydi. Sabitliğini “Protocol Controlled Value” (PCV) adlı bir mekanizma ile sağlıyor, kullanıcıların yatırdığı teminatları kendi kontrolü altına alarak istikrarlı değer sunmayı hedefliyordu. Tribe DAO ise bu protokolü yöneten merkeziyetsiz otonom organizasyondu.
İlginizi Çekebilir: Acala USD Hack – Polkadot’un Stablecoin Kabusu
Başlangıçta başarılı görünen bu yapı, çeşitli likidite sorunları ve fiyat sapmaları nedeniyle eleştiriler aldı. FEI token zaman zaman sabitliğini kaybetti, sistemin teşvik mekanizması çalışmadı. 2022’ye gelindiğinde, Tribe DAO ile Fei Protocol'ün birleşmesi ve tasfiye süreci gündeme geldi.
Tribe, kalan fonların nasıl değerlendirileceği konusunda topluluğun oyuna başvurdu. Özellikle Fei’ye sermaye sağlayan yatırımcılar, tasfiyenin adil bir şekilde yapılmasını talep ediyordu. Oylamada açık bir çoğunluk, “mağdur kullanıcıların geri ödenmesi” yönünde karar aldı.
Ancak daha sonra proje ekibi, bu kararı uygulamaktan vazgeçti. Tribe DAO geliştiricileri, teknik gerekçeler ve güvenlik risklerini öne sürerek oylamayı geçersiz saydıklarını açıkladı. Bu hamle, DAO’nun merkeziyetsizlik vaadini tartışmaya açtı.
Toplulukta büyük öfke patladı. Bazı üyeler yöneticilerin cüzdanlarını kara listeye alınmasını önerdi, bazıları ise projeye dava açma yoluna gitti. Sosyal medya ve forumlarda “DAO’lar gerçekten halkın mı?” tartışması büyüdü.
Sonuçta Fei Protocol kapatıldı, fonların büyük kısmı geliştirici kontrolünde geri dağıtıldı. Ancak topluluğa verilen sözler yerine getirilmedi. Bu olay, DeFi’de topluluk oylamalarının yalnızca sembolik mi yoksa gerçekten bağlayıcı mı olduğuna dair uzun süren bir etik tartışma yarattı.